Film, Doğu Timor operasyonunda yara almış, disiplinli eski Başçavuş Dedi'nin gölgesinde büyüyen genç Agus'un hikayesini anlatıyor. Babasının katı kuralları ve askeri geçmişi, Agus'un çocukluğuna damga vurur. Dedi'nin ani ölümü, Agus'u derinden sarsar ve babasının hayatı boyunca yaptığı fedakarlıkların gerçek anlamını ancak o zaman idrak eder. Bu aydınlanma, onu babasının onurlu mirasına layık olmak için orduya katılmaya iter. Ancak askeri üniformayı giymek, Agus için sadece bir başlangıçtır; sıcak çatışmaların acımasız gerçekleri ve görev bilinci arasındaki dengeyi bulmakta zorlanır. Aynı zamanda, eşi Evi ile olan evliliğini de ayakta tutmaya çabalar. Kendi çocukluğunda şahit olduğu ailevi parçalanmanın kabusuyla yüzleşirken, kendi yuvasının da dağılmaması için büyük bir mücadele verir. Zamanla Agus, babasının yaşamının, birebir takip edilmesi gereken katı bir yol olmadığını, aksine kendi yolunu çizmesi için ona ilham veren bir rehber olduğunu fark eder. Bu derin içsel dönüşüm, Agus'un olaylara kendi penceresinden bakmasını, kendi değerlerini oluşturmasını ve hem bir birey hem de bir asker olarak özgün kimliğini bulmasını sağlar.