Altı yıl önce kaybolan oğlunu arayan Jung-yeon'un kalbi, umutsuzluktan ve özlemden kırılmış halde atmaktadır. Bir gün gelen gizemli bir telefon, kayıp oğlunun izinin ıssız bir balıkçı köyünde olduğunu müjdeleyince, Jung-yeon tüm umudunu toplayarak bu ücra yere doğru yola koyulur. Ancak, umutla yaklaştığı bu köy, beklenmedik bir şekilde tehlikeli sırlarla dolu karanlık bir yer olarak karşısına çıkar. Küçük ve dışa kapalı bu toplulukta kimse Jung-yeon'a yardım etmek istemez, aksine onu her adımda engeller. Yerel polis memurlarının şüpheli davranışları ve örtbas etme çabaları, Jung-yeon'un oğlunun kayboluşunda onların da parmağı olduğunu düşünmesine neden olur. Gerçek, kasabanın derinliklerinde, gizli ve kirli sırların arasında saklanmaktadır. Jung-yeon, oğlunu bulmak için bu tehlikeli oyunun içinde kendini bulur; yalanlar, gizemler ve her an patlayabilecek tehditler arasında, her adımında hayatta kalma mücadelesi verirken, aynı zamanda kayıp oğluna ulaşma umudunu da canlı tutmaya çalışır.