Karanlık bir ormanın derinliklerinde, "Doğaüstü Varlıklar: Gerçeklik mi Efsane mi?" adlı belgeselini çekmek için bir araya gelen genç bir film ekibi bulunuyordu. Ekip, gizli bir topluluğa ait olduklarını iddia eden üç kişiyle röportaj yapmayı amaçlıyordu; bir vampir, bir kurtadam ve bir cadı. Röportajın yapılacağı terk edilmiş bir malikâne, atmosferiyle bile ürperticiydi. Başlangıçta her şey planlandığı gibi gidiyordu: sorular soruluyor, yanıtlar veriliyordu, kameralar kaydediyordu. Ancak dolunayın yükselişiyle birlikte, her şey korkunç bir şekilde değişmeye başladı. Röportaj konuklarının insan yüzlerindeki maskenin kalkması, gerçek kimliklerini ortaya çıkardı; tüyler ürpertici bir dönüşüm, ekip üyelerinin en vahşi kabuslarını gerçeğe dönüştürdü. Bir an önce kaçmaları gerekliydi, ancak malikâne, dehşetin her köşesine yayıldığı bir labirent haline gelmişti. Belgesel çekimi, amansız bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüş, kamera kayıtları ise dehşetin acımasız bir belgeseli olmuştu. Çekmeyi umdukları hikaye, kendilerini yutmuştu.