Gölgeler Şehri dizi, Madrid'in en karanlık gecelerinden birinde, bir çocuk kaybolmuştur; adı Gael'dir ve o kayboluş, şehrin altında yıllardır uyuyan bir laneti uyandırmıştır. Netflix İspanya'nın 2025 bombası Ciudad de Sombras, işte bu tek bir kayıptan yola çıkarak sizi bir labirentin içine çeker; çünkü Gael'i arayan dedektif Alma, her adımda kendi çocukluğunun hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Şehir, sanki canlı bir organizma gibi nefes alır; sokak lambalarının titrek ışığı, kanalizasyonların uğultusu, terk edilmiş metro tünellerinde yankılanan çocuk sesleri… Hepsi, izleyiciyi boğar, çünkü gerçek ile kabus arasındaki çizgi çoktan silinmiştir.
Alma'nın soruşturması ilerledikçe, kaybolan sadece Gael değildir; yıllar boyunca Madrid'in gölgesinde sessizce yok olan onlarca çocuk ortaya çıkmıştır. Üstelik bu çocuklar, birbirinin aynısıdır aynı yüz, aynı sessiz bakış, aynı kabus– sanki birileri onları kopyalamış ve sonra çöpe atmıştır. Gerçek hayattan esinlenen bu psikolojik dram, klonlama laboratuvarlarının, yozlaşmış politikacıların ve Katolik Kilisesi'nin en karanlık sırlarının birleştiği bir arafta geçer; çünkü o sessiz ikizler, aslında insanlığın en büyük günahının canlı kanıtıdır.
Alma, her bölümde biraz daha kendi ruhunu kaybetmiştir; çünkü araştırdıkça anlar ki, kaybolan çocuklardan biri, belki de ta kendisinin ta kendisidir. Michelle Jenner'in Alma'sı, göz altlarındaki morluklarla, titreyen dudaklarla öyle bir performans sergiler ki, ekranın öbür ucunda sizin de nefesiniz kesilir.
Yönetmen Jorge Dorado, şehri adeta bir karaktere dönüştürmüştür; yağmur hiç durmaz, gölgeler uzadıkça uzar ve izleyici, “Acaba ben de bu şehirde bir gölge miyim?” sorusunu kendine sormadan edemez. Ciudad de Sombras (2025), sekiz bölüm boyunca kalbinizi sıkar, sonra bırakıverir, sonra tekrar sıkar; çünkü finalde anlarsınız ki, bazı kayıplar asla bulunmaz, bazı gölgeler ise sonsuza dek peşinizdedir..