Üniversite kapılarını kapatan ve geleceğin belirsiz ufuklarına doğru adım atmaya hazırlanan dört can dostu; James, Day, Fisher ve Tyler için bu, yeni bir başlangıcın eşiğindeki son bir buluşmaydı. Gece yarısı atıştırmalık alma bahanesiyle çıktıkları sıradan bir sürüş, mezuniyet sonrası kutlamalarının neşeli finali olacaktı. Ancak kaderin acımasız bir cilvesiyle, attıkları yanlış bir adım onları gerçekliğin sınırlarını zorlayan bir kabusun ortasına sürükler. Karanlık orman yolunun kıvrımları, tanıdık dünyadan koparıp bilinmezliğe taşıyan bir geçit olur. Çok geçmeden, asfaltın bitimsiz bir yılan gibi uzandığını, haritaların ve mantığın ötesine geçtiğini anlarlar. Bu sonsuz otoyolun kendi dehşet verici yasaları vardır: Hız kesmek, hatta bir anlığına duraksamak bile, gölgelerde pusuya yatmış uğursuz varlıkları uyandırmak anlamına gelir. Durdukları anda, araçlarına saldıran ve onları bilinmeyene sürüklemeye çalışan karanlık siluetlerle yüzleşirler. Motor sesinin ritmi, hayatta kalma dürtülerinin tek şarkısı haline gelir. Yakıt ibresi tehlikeli seviyelere inerken, dışarıdaki karanlık kadar içlerindeki korku da büyür. Gençler, sadece bitmeyen bir geceye mahkum olmanın dehşetiyle değil, aynı zamanda birbirlerine duydukları güvenin ve dostluklarının sınırlarıyla yüzleşmek zorundadır. **It Ends**, mezuniyet sonrası belirsizliğin metaforik bir cehenneme dönüştüğü, sürati korudukça hayatta kalınan ancak sonu gelmeyen bir yolculuğun hikayesi. Bu gençler, bu bitmek bilmeyen otoyoldan bir çıkış bulabilecekler mi, yoksa umutları ve yakıtları tükendiğinde, yolun onları sonsuza dek yutmasına izin mi verecekler?