Engin'in kaybolması, Yasemin'in hayatındaki peri masalını bir anda kabusa çevirmişti. Bir an önce ortaya çıkması gereken mutlu son, gizemli bir yok oluşla yer değiştirmişti. Engin'in izini sürme görevi ise, en yakınlarına düşmüştü: Kardeşi Umut, Yasemin'in abisi Baran ve Umut'un eşi Pelin, artık sadece endişeyle değil, umutsuzlukla da boğuşuyorlardı. Üç ay geçmişti, Engin'den tek bir haber bile yoktu. Polis soruşturması sonuçsuz kalmış, her geçen gün umutları daha da tükenmişti. Olayın olağanüstü yönü ise, kasabadaki dedikodulardı. Çevrede dolaşan fısıltılar, Engin'in kaybolmasının sıradan bir olay olmadığına, arkasında çok daha karanlık bir gerçeğin yattığına işaret ediyordu. Artık umutsuzluk çukurunun dibindeydi aile. Son çare olarak, gizemli ve güçlü bir medyum olan Fatma Teyze'ye başvurmaya karar verdiler. Fatma Teyze'nin dudaklarından dökülen sözler, kalplerine buz gibi bir korku saldı. Engin'e bir büyü yapılmıştı, genç bir kız tarafından... Ve şimdi, şeytanî varlıklar, Engin'i kendi kontrol altında tutuyorlardı. Bu yeni gerçek, aileyi dehşet verici bir arayışa itti. Engin'i kurtarmak için, tehlikeli büyüyü bozmalı, karanlık güçlere karşı savaşmalıydılar. Bu yolculuk, fiziksel sınırlarını aşacak, ruhlarını sınayacak, bilinmeyen ve korkunç gerçeklerle yüzleşmelerini gerektirecekti. Aile, kayıp sevdiklerini geri kazanmak için, hayatlarının en büyük mücadelesini verecekti.